Page 638 - SESİM LABORATUVAR MARKET
P. 638
TEKNİK BİLGİLER
Plastik Reçineler
Yüksek Kaliteli Plastik Polimerler
Yüksek kaliteli hammaddeden üretilmiş plastik şişelerimiz ilaç, gıda ve analitik laboratuvar standardı gerekliliklerini karşılarlar.
Plastik materyal bilinenin aksine cam materyale göre çok daha düşük düzeyde ekstrakte edilebilir iz element içeriğine sahiptir. Şişe
üretiminde kullanılan polimerlerimiz ilave katkı maddesi kullanımını minimize edecek şekilde seçilmiştir, böylece istenmeyen madde
geçişleri en düşük seviyeye indirgenmiş olur. Şişe üretiminde plastikleştiriciler veya dolgu maddeleri kullanılmamaktadır, bu nedenle
şişelerimiz diğer muadillerine göre daha düşük miktarda kül içeriğine (inorganik safsızlık ölçüsü) sahiptir.
Üretimde kullanılan polimerlerin pek çoğu USP Sınıf VI, AB gıdayla temas direktifleri, European Norm EN 71 part III, FDA, CONEG,
RoHS gibi yasal düzenlemelere uygun olup gıda ile temas ve ilaç üretim prosesi gereksinimlerini karşılar.
Poliolefinler
Poliolefinler yüksek molekül ağırlıklı hidrokarbonlardır. Bu grup düşük yoğunluklu ve yüksek yoğunluklu polietilen, polipropilen
kopolimer ve polipropilen plastik çeşitlerini içerir. Hepsi kırılmaya dayanıklıdır, toksik değildir ve kontaminasyona neden olmazlar.
Sudan daha hafif olan tek plastik çeşididir. Neredeyse tüm kimyasallara karşı oda sıcaklığı şartlarında 24 saat boyunca rahatlıkla
dayanabilirler. Güçlü oksitleyici ajanlara maruziyette zamanla kırılgan yapı alabilirler. Tüm poliolefinler ultraviyole ışığa uzun süre
maruz kalınması durumunda zarar görebilir.
Polietilen (PE) etilenin polimerizasyonu sonucunda düz zincirli yüksek molekül ağırlıklı hidrokarbonlar meydana gelir. Polietilenler
selektif katalizörler ile kontrol edilebilen bir reaksiyon olan, molekül yapısındaki nispi dallanma derecesine göre (yan zincir oluşumu)
sınıflandırılır.
Diğer poliolefinler gibi, polietilenler de kimyasal olarak inerttir. Güçlü oksitleyici ajanlar zamanla oksidasyona ve kırılganlaşmaya
neden olur. Oda sıcaklığında bilinen bir çözücüleri yoktur. Agresif çözücüler yumuşama veya şişmeye neden olur, ancak bu etkiler
genellikle geri dönüşümlüdür.
Düşük yoğunluklu polietilen (LDPE) daha ekstensif (kaplamsal) dallara sahiptir, bu durum da daha düşük yoğunluklu bir molekül
yapısına neden olur.
Yüksek yoğunluklu polietilen (HDPE) minimal dallara sahiptir; bu durum HDPE’yi LDPE’den daha sert ve daha az geçirgen olmasına
neden olur.
Polipropilen (PP) polietilene benzer, ancak zincirin her bir bölümüne bir metil halkası grubu bağlıdır. Yarı saydam, otoklavlanabilir
ve oda sıcaklığında bilinen bir çözücüsü yoktur. Polietilenlere göre güçlü oksitleyici ajanlara karşı daha hassastır. Poliolefinler grubu
içerisindeki en iyi gerilme direncine sahip plastik çeşididir. Polipropilenden üretilmiş ürünlerin darbeye dayanımı polietilenden
üretilmişlere göre daha azdır bu nedenle tezgah yüksekliğinden düştüğünde çatlayabilir veya kırılabilir.
Polimetilpenten (PMP) polipropilene benzer özellik gösterir, ancak zincirin her bir bölümüne metil grubu yerine izobütil grubu
bağlıdır. Kimyasallara karşı gösterdiği direnç PP’ye yakındır. Doymamış ve aromatik hidrokarbonlar ile klorlu çözücüler tarafından
daha kolay yumuşatılır. PMP oksitleyici ajanlara karşı PP’den biraz daha hassastır. PMP’nin sahip olduğu mükemmel şeffaflık ve sertlik
özelliği ile kimyasallar ve yüksek sıcaklıklara direnç özelliği onu laboratuvar uygulamalarında çokça tercih edilen bir malzeme haline
getirmiştir. PMP tekrarlanan otoklavlama işlemlerine dayanıklıdır. Aralıklı maruz bırakılması durumunda 175˚C gibi yüksek sıcaklıklara
dayanıklıdır. Polimetilpentenden üretilmiş malzemeler ortam sıcaklığında kırılgandır ve tezgah yüksekliğinden düştüğünde
çatlayabilir veya kırılabilir.
640 www.mikrobiyoloji.org